Fatih Buğra Sarper

Yaratan Rabb'inin Adıyla Oku!
Veritas Odit Moras

“Operation science” ve “Origin science” tabirleri, bilimsel araştırmanın iki farklı yaklaşımını veya “sahnesini” ifade eder. Bu kavramlar özellikle yaratılış, akıllı tasarım ve bilim felsefesi tartışmalarında kullanılır. Her biri farklı türde soruları cevaplamaya yöneliktir:

1. Operation Science (İşleyiş Bilimi / İşlevsel Bilim)

İşleyiş bilimi, doğa yasalarının günümüzde tekrarlanabilir şekilde işleyişini inceleyen bilimsel alandır. Fizik, kimya, biyoloji gibi alanlarda yapılan deneyler bu kategoriye girer. Örneğin: Su 100°C’de kaynar; bir gaz basınç altında sıkışır gibi test edilebilir, tekrar edilebilir olayları incelemek gibi. İşleyiş bilimi, su nasıl donar, hücre nasıl bölünür, ışık nasıl yayılır gibi tekrar eden ve kâinatta halihazırda süregiden düzenin ve kanunların incelenmesi olduğundan bu alanda yapılacak her gözlem, Allah’ın sünnetullah dediğimiz yaratma düzenini çözmeye yöneliktir. Bu bilim türü, yaratılışın iç işleyişine dair işaretler sunar. Fakat modern bilim anlayışında bu, naturalist çerçeveyle yapılır; metafizik açıklamalar dışlanır.

2. Origin Science (Köken Bilimi / Başlangıç Bilimi)

Bu alan, tekil, tekrarlanamaz, tarihsel olayların nasıl gerçekleştiğini anlamaya çalışır. Varlıkların ilk ne zaman, nasıl ve niçin ortaya çıktığı sorusuna cevap arar. Kâinatın, dünyanın, yaşamın ve insanın kökeni gibi sorular bu kapsama girer. Burada gözlem ve tekrar mümkün olmadığı için; gözlemlerden yola çıkarak geçmişe dair çıkarım yapılır. Modern bilim anlayışında bu alanda materyalist ve natüralist açıklama dayatmalarına sıkça rastlarız. Bu ise bilim insanlarını ve aklı sığ kalıplara, döngülere sokarak ucube, hayali ve zorlama teorilerin ortaya atılmasına sebep olur.

Evet, modern bilimin pozitivist paradigması, “İşleyiş bilimi”ni öne çıkarırken “Köken bilim”i sadece materyalist yorumlara sıkıştırmak istemektedir. Oysa bilimde yapılan her açıklama, varlığın “niçin” yaratıldığını, nasıl işlediğini ve ilk sebebin ne olduğunu da sorgulamalıdır. Sadece “nasıl oldu” değil, “niçin oldu ve kim yaptı” sorularına da cevap aranmalıdır. Bu anlamda sebep-sonuç zincirinde failin müdahalesi bilim dışı değil, bilimin varlık telakkisini tamamlayan bir unsurdur. Bu ayrımı benimseyerek, bilimde ilahi iradeyi dışlamayan bir metodoloji geliştirmek mümkündür. Böylece bilim, yaratılışın izini süren bir tefekkür aracı haline gelir.

Fatih Buğra Sarper

User Image

fbsarper

Merhaba. Ben Fatih Buğra Sarper. 1988 yılında doğdum. İzmir’de büyüdüm. Bilime, bilgiye ve hikmete meraklı bir araştırmacıyım diyebilirim. 2013'den beri çeşitli platformlarda bilim, felsefe, din, medeniyet, düşünce ve evrim teorisi üzerine yazılar yazmaktayım.

Yorum yok

Bir yorum yazın