Fatih Buğra Sarper Kişisel Blog

Yaratan Rabb'inin Adıyla Oku!
Veritas Odit Moras

Âleme ibret nazarıyla bakmak ve varlıkların kendi lisan-ı halleriyle bize ifade ettikleri manaları anlamak için saf bir idrak lazım. Bu asırda bu idrak yollarını tıkayan iki sebep var: Biri bilimin felsefesi diğeriyse kapitalizm.

Bir ineği incelerken bilim, ineğin anatomisinden, sindirim sisteminden, hücresindeki organellerden, sütün içerisindeki minerallerden bahsetti. Kapitalizm ise sütün insan için faydasından bu nedenle sütün çok tüketilmesi gerektiğinden, süt ile ne kadar leziz ürünler yapılıp satılabileceğinden, ineğin süt veriminin nasıl artırılabileceğinden ve süt sağma makineleri ile işçilik maliyetlerinin nasıl düşürülebileceğinden bahsetti. Fakat aklı olmayan ve yeşil ot ve bulanık sudan başka bir şey tüketmeyen bir ineğin kanı ve idrarı arasından bembeyaz bir gıdanın nasıl çıktığını ve bu gıdanın niçin tam da insanın yaşamı için gerekli olan mineralleri ihtiva ettiğini hiçbirisi anlatmadı. Zehirli bir böcek türü olan arının zehir kesesinin birkaç milim üzerinden son derece leziz, berrak ve insanlar için faydalı bir gıdanın nasıl ve niçin çıktığından hiçbirisi bahsetmedi. Böylelikle insan, “maddenin kendi zıtlarından sıyrılarak vücut bulması” gibi mucizevî bir oluşun sırrına erdirecek idrakten mahrum bırakıldı. Böyle bir idraksizlik ise bizleri şu misaldeki adamın sığlığına düşürdü: Öyle bir adam ki Velazquez’in “Nedimeler” tablosunu görmek için İspanya Prado Müzesine gider. Döndüğünde neler gördüğü kendisine sorulur ve adam ise gördüklerini şöyle anlatır: “Tablo 100×150 cm büyüklüğünde. Resimdeki kişilerin boyları ise şu kadar metre. Resimde kullanılan boyaların muhtevasında şu maddeler bulunuyor. Tuval ise şundan üretilmiş. Bu tablo gerçeğine benzetilerek tekrar yapıldığında satışlarından iyi kâr elde edebiliriz.”

Böyle bir açıklama elbette bir bakış açısıdır. Fakat ne kadar teknik içeriği olursa olsun böylesine bir izahın eserdeki manaları nasıl katlettiği açıktır. Eserin maddesinde kaybolup sanatı ve sanatkârı unutmak… İşte mevcut bilim felsefesi ve kapitalizm varlıktaki manaları böyle perdeledi ve tabiatperest felsefeyle formatladığı zihnimizi idrakten yoksun bıraktı. Böylelikle insan varlığa ibret nazarıyla bakamadı; tabiata ve en önemlisi kendi öz benliğine yabancı hale geldi.

Fatih Buğra SARPER

User Image

fbsarper

Merhaba. Ben Fatih Buğra Sarper. 1988 yılında doğdum. İzmir’de büyüdüm. Bilime, bilgiye ve hikmete meraklı bir araştırmacıyım diyebilirim. 2013'den beri çeşitli platformlarda bilim, felsefe, din, medeniyet, düşünce ve evrim teorisi üzerine yazılar yazmaktayım.

Yorum yok

Bir yorum yazın