Evrim düşüncesinin Avrupa’da kabul görmesi ve hızlı bir şekilde yayılıp bilim camialarında gündeme girmesinde dört temel faktörden bahsedilebilir.
Her şeyden önce Darwin’in hareket noktası tabiatta müşahede ettiği hadiselerdi. Beagle isimle gemiyle çıktığı uzun seyahat sırasında, müşahede ettiği canlılar arasındaki çeşitlilik, türlerin sahip olduğu zengin varyasyonlar ve alt türlerdeki uygun adaptasyonların mükemmelliği, başlangıçta kendisinde bir hayret hissi uyandırdı. Ancak Hristiyanlık inancındaki zayıflık, Allah’ın (c.c.) esma ve sıfatları gibi bilgilerden mahrumiyeti bu zengin tabiatı anlamada ve değerlendirmede onu yetersiz bırakıyordu. Doğal seleksiyon gereği olan mücadele gibi, biyolojik âlemde cari olan temel bir yaratılış prensibini fark etmesi, Darwin’in bu prensibi her şey olarak görmesinde ve bütün izahlarını bunun üzerine bina etmesine sebep oldu. Hakikatin sadece bir yönü ve sadece perde önündeki sebeplerden biri olan doğal seleksiyonu yorumlarken verdiği misaller kendisinin ikna ediciliğini artırıyordu.
İkinci bir faktör, jeoloji bilimindeki gelişmelerin izahında Hristiyanlığın yetersiz kalışıdır. Yeryüzünün milyonlarla ifade edilebilecek kadar uzun yıllar yavaş bir değişim geçirerek bugünkü halini aldığı, dağların, nehirlerin, göl ve denizlerin, orman ve çöllerin zaman içinde birçok safhalardan geçerek meydana geldiğinin nispeten pozitif metotlarla gösterilmesi, bitkilerin ve hayvanların da basit şekillerden, uzun zamanlar içinde yavaş yavaş gelişerek evrimleştiği düşüncesini daha kolay kabul edilebilir hale getirmiştir.
Üçüncü bir husus ise Hristiyanlığın ortaçağdaki engizisyona kadar varan baskıcı tutumu, bilim insanları ve kilisenin arasını açmıştı. Hristiyan teologların ellerindeki mevcut İncil’deki altı günde yaratılış akidesinin yanlış yorumu, ilmî gelişmeleri günün gerektirdiği şekilde insan aklına ve mantığına ters gelmeyecek biçimde tevil ve tefsir etmekte yetersiz kalıyordu.
Dördüncü bir faktör olarak, hipotezin hem Marksist, materyalist ve pozitivist felsefî akımlara hem de faşist ve ırkçı doktrinlere uygun biçimde yorumlanabilecek yapısıdır. Kraliçe Viktoria İngilteresinin ekonomik ve sosyal çalkantılarının farklı toplum kesimlerinde sebep olduğu gelir ve refah seviyelerinin meydana getirdiği beklentiler de tesirli olan diğer bir husustur.
Yorum yok