Fatih Buğra Sarper Kişisel Blog

Yaratan Rabb'inin Adıyla Oku!
Veritas Odit Moras

Yale Üniversitesi felsefe profesörü George Bealer felsefenin bilimle olan ilişkisi üzerine iki yoldan bahseder. Birincisi, felsefenin özerkliği (the autonomy of philosophy); diğeri ise felsefenin otoritesi (the authority of philosophy).

Felsefenin Özerkliği: Felsefenin bir kısım temel sorunlarının standart teorik vasıtalarla açıklanabilmesi, birçoğunun da felsefî tetkik ve argümanlarla bilimlere dayanmaksızın cevaplanabilmesidir. Zihin meselesi, ruhun varlığı ve ruhun tabiatı meselesi gibi.

Felsefenin Otoritesi: Gerek bilim gerekse felsefe ortak bazı temel felsefî sorulara cevap verme gayretindedir. Fakat birçok durumda, bilimin bu sorulara verdiği cevaplar felsefenin yaptığı açıklamalar kadar güçlü, ikna edici ve anlamlı değildir. Yani bilimin iddiası ile felsefenin açıklaması çatıştığında, felsefenin otoritesi prensipte daha ağır basmaktadır.1 Kâinatın bir başlangıcının olması, evrenin yoktan vücuda gelmesi, hayatın kökeni, cansızlıktan canlılığın zuhur etmesi gibi meseleler.

Kısaca özetlersek, felsefenin özerkliği felsefî tetkikin bilimin yeteneklerine ihtiyaç duymadığı alanları; felsefenin otoritesi ise hem bilimin hem de felsefenin araştırdığı fakat felsefî faktörlerin daha ağır bastığı ve daha ikna edici olduğu alanları ifade eder.

Günümüzde yeni ateistler diye isimlendirebileceğimiz “tabiatperest” bilim insanlarının bilimin ve bilimsel açıklamaların sınırlarını aşarak aklın ve felsefenin özerklik alanına, ikna ve delil noktasında felsefenin otoritesinin hüküm sürdüğü alanlara tecavüz etme gibi garabet durumları var. Bilimin meşru sınırlarının doğru tespit edilmesi ve bu doğrultuda yapılan bilimsel araştırmaların bizi hikmet ve hakikate ulaştıracağından şüphe yoktur ve bu yapılmalıdır da. Fakat bilimin sessiz kalması gereken meselelerde aklı ve hikmeti aşarak sadece bilimsel açıklamalarla yapılan zorlama izahlar toplumları yanılttığı gibi bilime ve bilim yapmaya da zarar vermektedir. Dolayısıyla bilimin felsefeye ihtiyacı vardır. Felsefesiz bilim eksiktir, yavandır.

Hemen belirtelim; burada felsefe derken sığ, maddeci ve muzır felsefeyi değil, hikmet ilmini kastediyoruz.

Fatih Buğra SARPER

Dipnotlar

[1] George Bealer, “On the Possibility of Philosophical Knowledge,” in Philosophical Perspectives 10: Metaphysics, 1996, ed. James E. Tomberlin (Cambridge, MA: Blackwell, 1996), 1.

User Image

fbsarper

Merhaba. Ben Fatih Buğra Sarper. 1988 yılında doğdum. İzmir’de büyüdüm. Bilime, bilgiye ve hikmete meraklı bir araştırmacıyım diyebilirim. 2013'den beri çeşitli platformlarda bilim, felsefe, din, medeniyet, düşünce ve evrim teorisi üzerine yazılar yazmaktayım.

Yorum yok

Bir yorum yazın