İnsanlık son iki asırdır kendi kimliğini ve mahiyetini unutmak için büyük maharetler sergiledi. Varlığı ancak bir üretim ve tüketim konusuna indirgeyen ve rasyonellik, etkinlik, rekabet, özgürlük adı altında bizi hissettirmeden gönüllü kölelere çeviren modern kapitalizm uzandığı herşeyi ve manayı hızla tüketmeye devam ediyor.
Çağın ruhu, mevcudâta “neden” sorusunu sormaya sadece şüpheyle bakmıyor, aynı zamanda bunlara cevap aramanın beyhude bir çaba olduğunu kulağımıza fısıldıyor. Sahi haz ve tüketim çağının sunduğu nimetlerden faydalanmak varken, aklınızı çelecek, kafanızı karıştıracak, arzularınızı frenleyecek tehlikeli bir tefekküre neden giresiniz ki(!)
Evet, sahih bir varlık idrakine dayanmayan hiçbir epistemolojinin bizi iyiye, doğruya ve güzele ulaştırması mümkün değildir. Bize “bilgi çağı” diye dayatılan enformatik enkaz çağında daha fazla malumata değil, hikmete ihtiyacımız var. Her şeyi bildiğini zanneden ama aslında temel ve öncelikli olan hiçbir şeyi bilmeyen makineleşmiş bilgi yığını Homo Sapiens’e, varlığa hikmet nazarıyla bakan insan olduğunu hatırlatmamız gerekiyor.
Kaynak:
Prof.Dr. İbrahim Kalın, Açık Ufuk: İyi, Doğru ve Güzel Düşünmek Üzerine, İnsan Yay. 2021, s.10-12.
Yorum yok