Fatih Buğra Sarper Kişisel Blog

Yaratan Rabb'inin Adıyla Oku!
Veritas Odit Moras

ABD’de bulunduğum bir dönemde yakın arkadaşlık yaptığım birisi vardı. Kendisi New Jersey’li demokrat partili Anglosakson bir entelektüel. Bir gün öğle yemeğinde oturmuştuk. O dönemde ABD’de başkanlık seçimleri öncesi adaylar arasında kıyasıya bir yarış vardı. Birkaç gün öncesinde ise basın toplantısında bir gazeteci başkan adayına “Evrim teorisi hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?” sorusunu yöneltti. Başkan adayı ise cevaben “Evrim teorisi tartışılmalı!” demişti. Bunun üzerine öğle yemeğindeki gündemimiz “evrim ve eğitim” olmuştu. Arkadaşıma evrim teorisini destekleyip desteklemediğini sordum. O da “Evet, destekliyorum!” dedi. Sohbetimiz yemek boyunca sürdü. Fakat ben -benim de şaşırdığım- evrime dair bir şeyler öğrendim.

 Evrim teorisinin canlıların tarihine dair öne sürdüğü türler arası evrim hipotezinin gerek bilimsel gerek felsefî birçok zafiyeti, çatlağı, çelişkileri ve çıkmazları var. Çok ilginçtir tüm bunları Batı’da evrimciler veya teorinin destekçileri de biliyorlar ve kabul ediyorlar. Fakat teorinin bu zayıf yönlerini ve hak ettiği yoğun eleştirileri dillendirmek istemiyorlar. Sebebi ise Kilise otoritesi. Yani Batı’nın orta çağda yaşadığı Hristiyanlık tecrübesi, acımasız engizisyon uygulamaları ve Kilise’nin gerek topluma gerek bilim insanlarına yaptığı zulümlerle ilgili sahip olduğu kötü sicili… Batılı toplumlar kendilerinin orta çağ karanlığını yaşamalarındaki temel sebebin ve ilerlemenin önündeki ana engelin Kilise olduğuna mutlak bir şekilde inanıyorlar. Ve Batı’da, yaratılışçılık anlayışını ekseriyetle Hristiyanlık temsil ettiğinden ve bu düşünceyle (yaratılış) birlikte Hristiyanlık ve Kilise otoritesine tekrar meşru bir yol bulunur endişesiyle evrimin yoğun eleştiri alacak birçok kısmı bilim insanları tarafından görmezden geliniyor. Bunu, bilimi ve toplumu korumak adına yaptıklarını ifade ediyorlar. Maalesef şu anda Batı’da İslam medeniyetinin tam manasıyla ve özüyle anlaşılamaması/tanınmaması ve özellikle de Batılı devletlerin İslamofobi ile kendi toplumlarında İslam aleyhtarı algı oluşturma çabası Batılı bilim insanlarına sadece “Hristiyanlık veya Natüralizm” arasında seçme şansı bırakıyor. Geçmişte kendilerini karanlıklarda boğmuş ve bilimin ilerlemesiyle kutsal kitaplarındaki bilimsel hataların ve mantıksal tutarsızlıkların iyice ayyuka çıktığı Hristiyanlık dini bilimsel, rasyonel dimağları tatmin edemediğinden insanlar Natüralizme sarılmak durumunda kalmışlar. Yaratılışçılık mı, evrim mi sorusuna “evrim” diye cevap veriyorlar.

Evet, ben de çok zamanlar kendi kendime hep sorgulamışımdır. Her şeyden kuşkulanan, gözüyle görmediğine inanmayan, misal verecek olursak; 50-60 yıl evvel kameraların bile kayıtta olduğu ve birçok insanın şahit olduğu John F. Kennedy suikastının dahi nasıl ve niçin gerçekleştiğine dair kesin bir hüküm veremeyeceklerini söyleyen bu bilim insanları, nasıl oluyor da yüz milyonlarca, belki milyarlarca yıl önce gerçekleştiği iddia edilen varlıktaki oluşları, değişimleri kesinlik anlayışı ve söylemiyle kabul ediyorlar anlam veremezdim. Demek onların da kendi toplumlarına ve camialarına yönelik görünmeyen bir gündemi var. Alın size “Batı’daki birçok bilim insanı evrimi kabul ediyor ve destekliyor!” sloganının ardında yatan sebeplerden biri daha. Diğer sebeplere “Teistik Evrim Düşüncesinin Eleştirisi” isimli kitabımızda delilleriyle sayfalarca yer verdiğimizden yazıyı uzatmamak adına değinmedik. Dileyen kitabımıza başvurabilir.

Fatih Buğra SARPER

User Image

Fatih Buğra Sarper

2 yorum

  • Mustafa KIRIŞOĞLU dedi ki:

    Kitabınızı online satış sitelerinde bulamıyorum. Kalın kapakla tekrar satışa sunulacağı yönünde bir bilgi görmüştüm, kaynağını maalesef hatırlayamadım. Az önce nadirkitap.com isimli sitede kullanılmış, satırları çizilmiş, kondisyon puanı olarak 5 üzerinden 3 yıldız verilmiş bir adedi 100₺’ye gördüm üzülerek. Bir gelişme ya da plan paylaşımınız mümkün müdür?

  • Evrim dedi ki:

    Güzel yazı olmuş.

Bir yorum yazın